Uzun zamandır aklıma takılan bir soru var; Ayna nedir?
Hepimiz içimizde sıkışıp kalan, sıradanlaştırdığımız hislerimizi her an açığa vurmak isteriz. Bunun en kolay yolu ise konuşmaktır. Konuşuruz ve hissettiğimiz her neyse açığa çıkarırız. AMA sanat konuşmanın bambaşka bir yoludur… Bir dildir fakat bazı insanların koşullanmış zihinden bağımsız olarak yarattığı bir dildir. Bir bütün olarak açığa çıkar. Bir sanatçının eserine baktığında sende onun dilini dinlersin veya izlersin ve onun dilini öğrenirsin. Bir çoğumuz bunu konuşarak yapar ve geri kalanlar ise bunu susarak yapar. Sanatçı bunu konuşmadan sadece eylemlerle yapar ve bu eylemler onun eseri haline gelir… Esere karşı açığa çıkan her duygu bir iletişimdir. İster beğen ister beğenme. Sanatçı bunu, sende belki senin bile farkında olmadığın duyguları açığa çıkarmak için yapar. Bunu sadece kendini ifade etmek için değil, aynı zamanda ortak bir zemin bulmak için yapar. Sanat tabiatı gereği sanatçının ötesindedir. Sanatçı her ne yapıyorsa onu yapmaya devam eder. Kimisi kendini ifade etmek için, kimisi kendini tanımak için, kimisi hayatı anlamak için, kimisi ise sadece yapabildiği için yapar.
Bir süredir yakından takip ettiğim bir ressam var. Ecem Art… Bu ressamın işlerine baktığımda kendisini çizdiğini farkettim ve işte o anda beynimin içinde bir ışık yandı. Sanat, insanın kendisini olduğu gibi, filtresiz açığa vurabildiği tek yerdir. Ecem, kendini olduğu gibi, saklamadan bizlere gösteriyor. Açıkçası onun bu cesaretine hayran kaldım. Çünkü kendisini imgelerin arkasına gizlemeden, neyi neden yaptığını olduğu gibi ortaya seriyor. Kendisine bir ayna olurken aslında hepimize bir ayna oluyor. Hepimizin birer ayna olduğunu gösteriyor bize. Duvarımda Ecem’in asılı duran bir işi var ve o resme baktığımda onu görmüyorum. Ecem’in kendisini nasıl gördüğünü görüyorum.
Bana diyor ki; Ben aynamdaki görüntümü çiziyorum ve sende aynısını yapıyorsun !
Daha sonra kendime şunu sordum, neden herkes sanatçı değil o zaman? Çünkü hepimiz kendimizi bir şekilde açığa vuruyoruz. Bu yüzden düz bir mantıkla hepimiz aslında bir sanatçı olmalıyız. Ama olmuyoruz. Sonra arkasından şu cevap geldi, sanatçı dürüst olmalıdır. Temiz bir ayna olmalıdır. Kendini açığa vurmak, temiz ve dürüst olmak budur ! Karmaşıklıklardan arınmış, neyse o olmaktır. Neysen o olabilmek ise, büyük bir cesaret işidir. Dünyaya baktığımızda birçoğumuz yaşayabilmek için, kendimizi koruyabilmek ve sözüm ona kaliteli bir hayat yaşayabilmek için maskelerin ardına saklanırız. Şimdi size soruyorum, kendinize dürüst olun… Kendimizi saklarken nasıl kendimizi açığa vurabiliriz ki? Ve sonra anladım ki, sanat yapmak yürek işidir. Gerekirse, tüm dünyaya karşı korkmadan kendini gösterebilmektir. O halde sanat tanrının değil, insanın özgür iradesinin eseridir.
Bu harika hisleri bana yaşattığı için ECEM’E çok teşekkür ederim.. Sizlerinde benim göremediğim şeyleri görebilmeniz umuduyla Instagram linkini aşağıya bırakıyorum. Eğer çalışmalarını satın almak isterseniz Etsy linkini kullanabilirsiniz. Belki farklı aydınlanış nağmeleri de sizlerden gelir. Yorumlarda buluşalım 🙂